Yönetim Kurulu Yetki Devri

YÖNETİM KURULU YETKİ DEVRİ

  1. Giriş

6012 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 367. maddesi uyarınca yönetim kurulunun esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınması mümkündür. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. TTK’nın 370. maddesi ise şirketin temsilinin yönetim kurulu üyelerinin bir kısmına veya yönetim kurulu üyesi olmayan üçüncü kişilere devrini düzenlemektedir.

Bu şekilde, yetkinin konu, miktar vb. hususlar ile sınırlı olarak yahut herhangi bir sınır olmaksızın devredildiği yönetim kurulu üyesi ya da üçüncü kişiler, şirketi yetkileri çerçevesinde yönetecek ve şirket adına işlem yapabileceklerdir. TTK uyarınca, temsil yetkisinin yönetim kurulu dahilinde bulunan bir kimseye verilmesi halinde bu üye murahhas üye, yetkinin yönetim kurulu üyeleri dışından bir kişiye verilmesi haline ise bu kişi murahhas müdür olarak nitelendirilecektir.

  • Şirketin Yönetim ve Temsilinin Devir Şekli
  1. Şirket esas sözleşmesinde yönetim ve temsil yetkisinin devrine izin veren bir madde bulunması gerekmektedir.

Söz konusu madde: “Yönetim kurulu, hazırlayacağı bir iç yönerge ile yönetimi kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya yönetim kurulu üyesi olmayan bir üçüncü kişiye devretme hakkına sahiptir.” şeklinde düzenlenebilecektir.

  • Yönetim kurulunun şirket iç yönergesi hazırlaması ve bu iç yönergeyi bir yönetim kurulu kararı alarak onaylatması gerekmektedir.

İç yönerge, şirketin yönetim ve temsilinin ne şekilde olacağını ve bunun detaylarını düzenleyen bir  belgedir. İç yönergenin içerisinde, şirketin organizasyon şeması, birimlerin görevleri, birimlerin kimlere bağlı olduğu, hangi imza yetkilisinin hangi şartlar altında ve hangi konularda imzaya yetkili olduğu gibi hususlar düzenlenir. Yönetim kurulunun yapacağı yönetici atamalarıyla bu çerçevenin içini doldurarak şirket düzenlemelerini işler hale getirmesi gerekmektedir.

  • Yönetim kurulunun, alacağı karar ile onayladığı iç yönergede oluşturulmuş makamlara ve imza gruplarına atamalar yapması gerekmektedir.

İç yönergenin oluşturulması sırasında metnin içerisinde kişi isimleri bulunmaması dikkat edilmesi gereken bir husustur. İç yönerge içerisinde yalnızca imza yetkilisi grupları oluşturulmalı ve bu grupta bulunanların yapabileceği işlemler belirtilmelidir. Akabinde alınacak bir yönetim kurulu kararıyla da iç yönergede oluşturulan imza yetkilisi gruplarına, yönetim kurulunca belirlenen kişiler atanmalıdır.

  • Şirket iç yönergesi ve iç yönergede oluşturulmuş makamlara ve imza gruplarına yapılan atamalara ilişkin alınmış yönetim kurulu kararının ilgili ticaret sicil müdürlüğü nezdinde tescil ve ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesi gerekmektedir.
  • Tescil olunan atama kararı ardından yönetime ve temsile yetkili olan kişilerin imzalarını içeren ve iç yönergeye uygun imza sirküleri hazırlanması ve sirkülerin noter onayından geçirilmesi gerekmektedir.
  • Yetki Devri Hallerinde Şirketin Sorumluluğunun Sınırları

TTK’nın 553/2 maddesi uyarınca kanundan veya şirket esas sözleşmesinden doğan bir yetkiyi usulüne uygun olarak devreden yönetim kurulu üyelerinin yetkiyi devrettikleri kişilerin seçiminde makul derecede özen gösterdikleri sürece, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu tutulamayacağını hükme bağlanmıştır. Buna ek olarak, TTK’nın 553/3 maddesi hiç kimsenin kontrolü dışında kalan, kanuna ve şirket esas sözleşmesine aykırılıklar ve yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamayacağını ve bu sorumsuzluk halinin gözetim ve özen yükümlülüğü gerekçe gösterilerek ortadan kaldırılamayacağını düzenlemiştir. Bu kapsamda, örneğin, daha önce uzun süreler SGK müfettişi olarak görev yapmış ve bu deneyimine güvenilerek şirkete insan kaynaklarından sorumlu murahhas müdür olarak atanmış bir kişinin yaptığı yolsuzluk sebebiyle ortaya çıkan zarardan kişinin atanmasında gerekli özeni göstermiş yönetim kurulu üyelerinin şahsen sorumlu olması hukuken mümkün değildir.

Ancak bu durum yönetim kurulu üyelerinin atadıkları kişilerin tüm hukuka aykırı davranışlarından tamamen sorumsuz tutulması anlamına gelmemelidir. Zira TTK’nın 375/1-e maddesi uyarınca, yönetim kurulu şirket yöneticilerin üst gözetiminden sorumludur. Yöneticilere gerekli talimatların verilmesi de yönetim kurulunun görevleri arasındadır. Dolayısıyla, yetki devri yapılan durumlarda yönetim kurulu üyelerinin sorumsuzluk hali ile üst gözetim sorumluluğu arasında denge kurulması gerekmektedir.